Herhangi bir ürün veya hizmeti yurt dışında bulunan bir müşteriye internetten satma işlemine e ihracat denir. E-ihracat ise bu işin web üzerinden yapılmasıdır. Yani ürününüzü ya da hizmetinizi yurtdışına dijital mecralar üzerinden satarsanız, e-ihracat yapmış olursunuz.
Çok değil bundan 10 yıl kadar önce, yerel bir işletmenin online alışveriş sitesinden ürün satın almak bile ciddi bir sorun haline gelebiliyordu. Fakat çağımızda, global nakliyat piyasasının gelişmesi ve ödeme yöntemlerinin globalleşmesi sayesinde; dünyanın her yanına ürün satmak veya ürün almak oldukça basittir.
Elektronik ihracat, bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de gün geçtikçe pek çok girişimcinin adım attığı bir iş modelidir.
E-ihracat yapabilmek için iki yöntem var. Yani e-ihracatı iki ayrı şekilde yapabilirsiniz. Önemli olan bu yöntemlerden hangisinin sizin için çok daha uygun, daha mantıklı olduğuna karar verebilmek. Birazdan her iki yöntemden de ayrıntılı olarak bahsedeceğiz.
Fakat unutmayın, pek çok şirket, e-ihracata yanlış yöntemle başladığı için aylarca bocalıyor ve hiçbir sonuç alamayıp zarar edebiliyor. Sizin için hangi metotların uygun olduğuna dikkatle karar vermek ve tedbirli ilerlemek gerekmektedir.
E-ihracat sitelerinde satış yapmak!
Birazdan okuyacağınız ikinci yöntemle kıyaslandığında, yeni başlayanlar için çok daha masrafsız, daha hızlı ve daha kolay e-ihracat yöntemi, şüphesiz ki sizin gibi pek çok esnafın bir arada satış yapmış olduğu büyük sitelerde satış yapmak. Bu, daha hızlı, daha kolay ve daha masrafsız olduğu kanıtlanmış bir yöntem ve zaten klasik online alışverişte de benzerini görmek mümkün.
Tıpkı Türkiye’de klasik online alışveriş yaparken satış yapmış olduğunız N11, Hepsiburada, Gittigidiyor gibi sitelerin muadilleri yurtdışında da var ve hayal edemeyeceğimiz kadar daha büyükler. Dünyanın dört bir yanında her gün milyonlarca insanın ziyaret akınına uğruyorlar.
İşte hızlı ve basit bir başlangıçla e-ihracat yapabileceğiniz dünya devi e-ihracat siteleri:
Alibaba ve Amazon, dünyanın her yerinde en çok tanınan, her gün dünyanın dört bir yanından milyarlarca ziyaret alan en büyük iki alışveriş devi. Etsy ise yalnızca el yapımı (seri üretim ve fabrikasyon olmayan), antika ve koleksiyon parçalarının satıldığı, içerisindeki yüz binlerce ürünün eşsiz olması ile tanınan ve yine dünyanın her köşesinden milyarlarca ziyaret alan üçüncü en büyük alışveriş devi.
Bunlar ve bunlar gibi sitelerde satış yaparak döviz kazanmak için yapmanız gerekli olan tek şey bu sitelerde bir satıcı hesabı açmak, yani siteye satıcı olarak kaydolmak. Ardından ürünlerinizi yükleyerek satış yani e-ihracat yapmaya başlayabilirsiniz.
E-ihracata hızlı ve kolayca başlamak için neden bu yöntemi seçmelisiniz?
Kendinize bir websitesi açarak e-ihracat yapmak (Özel e-ihracat sitesi)
Kendi web sitenizin sahibi olmak, size şüphesiz değişmeyen bir avantaj getirir:
Bir web sitesi size kendi kurumsal kimliğinizi yansıtma şansı verir. Logonuzu, sloganlarınızı, vizyonunuzu ve tarzınızı web sitenizde özgürce sergileyebilirsiniz. Bu açılardan, bir web sitesi sahibi olmak her işletmenin hakkı.
1.Nasıl müşteri çekeceksiniz?
Bir müşterinin gelip sizin web sitenize girmesi için, ya web sitenizin adını bir yerden duymuş olmalı ve sitenizin adını kendi yazarak siteye direkt girmeli; veya alacağı ürünle ilgili Google gibi bir arama motorunda araştırma yaparken sizin web sitenize rastlamalı ve sitenize tıklamalı. Bildiğiniz gibi bir müşterinin web sitenizi ziyaret edebilmesi için dünyada bunlardan diğer bir yol tekniken mevcut değil.
İnternet sitenizi açtınız, peki internet sitenize nasıl müşteri çekmeyi planlıyorsunuz?
İşte işler burda zorlaşmaya başlıyor.
2.Arama motoru optimizasyonu, yani SEO savaşına hazır mısınız?
İnternet sitenizi açtınız. İngilizce dilinde sıralanmış sayfalar, onlarca ürün sipariş almak için hazırda bekliyor.
Bu noktada, taze bir web sitesi sahibi olarak, Google’da bulunmaktadır olmak, ilk sayfada çıkmak, ön sıralarda yer almak gibi problemlerle karşılaşıyorsunuz. Sizin gibi yüzlerce, hatta binlerce ev dekorasyon ürünü satan sitenin arasından yalnızca on tanesi Google’ın ilk sayfasında yer alabiliyor. Sadece on! Hele dünyaya satmaya çalışırken, aralarından sıyrılmanız gerekli olan rakip sitelerin sayısı dudak uçuklatacak düzeyde diyebiliriz.
Bu durumda, web sitenizi açtıktan sonra hummalı bir SEO çalışmasına girişmeniz gerekecek, ki gerçek bir SEO çalışması hem uzun sürede sonuç veren hem de ciddi masrafları olan başlı başına bir iştir.
Bu yöntemle ilerlemeye karar vermeden önce, SEO’nun ne olduğunu iyice bildiğinizden emin olmanız, SEO hizmeti verdiğini iddia eden irili ufaklı bir çok şirket ya da şahıstan iyisini seçebilmek için çok uğraşmanız ve en önemlisi ayıracak çok büyük bir bütçeye sahip olmanız gerekir.
Bu konu da, size kısa vadede sonuç alınabileceğini dile getiren, ya da piyasa fiyatının çok altında fiyat veren ya da SEO’nun çok da zor olmadığını dile getiren herkesten uzak durmanızı öneri ederiz. Bu yola girmeden önce muhakkak bilin ki, özellikle yabancı dilde SEO çalışması yapmak kolay olmayan ve yeni açılmış bir web sitesi için en az bir yıl gibi uzun sürede sonuç vermeye başlayan bir süreçtir. Ayırmanız gerekli olan bütçe ve sonuç almaya ne zaman başlayacağınız elbette sektörünüze, mevcut rakiplerinize, SEO çalışmasına ne kadar bütçe ve zaman ayıracağınıza ve sattığınız ürünlere göre değişecektir.